7:49 am - MÜGE ANLI’DA SANAT CAMİASINDA BÜYÜK O’LAY OLDU
7:45 am - İSTEK VE DİLEKLERİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN O’KUNACAK DUA
7:39 am - Helal olsun Örnek olsun herkese!
10:44 am - Köyde ailemden sevgi görmeden büyüdüm
9:11 am - AFAD SON DAKİKA DEPREMİ
7:41 pm - Hayatını Kaybeden Oğlunun Beşiğini Sattı.
7:34 pm - Çürük domateslerin ne işe yaradığını duyan bir daha çöpe atmıyor
7:05 pm - Dünya Bu Çocuğu Konuşuyor
4:31 pm - 40 gün önce anne olmuştu Tuba öğretmen
8:14 pm - Olay Bursa Zincir Markette Yaşandı
Çok samimi ve ahlaklı iki çoban arkadaş vardı. İkisinin de yaşları evlilik çağına gelmiş ama bir türlü evlenememişlerdi. Bu iki çobandan birisi çok kısa bir süre gördüğü padişahın güzeller güzeli kızına aşıktı, gözü ve gönlü ondan başkasını görmüyordu.
Arkadaşı onun bu durumuna üzülüyor, olmayacak bir aşk için kendisini bu kadar yıpratmasına gönlü razı gelmiyordu. Ona ne dediyse kararından vazgeçiremedi. Yakınlarda yaşayan bilge bir ihtiyar vardı. Çobanı bu olmayacak düşüncesinden anca o vazgeçirir diye düşünüp arkadaşını da alıp ihtiyar adamın kulübesine gitti.
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, beraber çalıştığı çoban arkadaşı anlatıyordu onun halini:
– Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size.
Ben çok söyledim, sen bir garip çobansın, o padişahın kızı, davul bile dengi dengine dedim ya, dinlemiyor efendim, ama herhalde aşkın gözü kördür diye de buna diyorlar, değil mi efendim…
İhtiyar adam bu esnada gözlerini dikmiş, iskeletinin üstüne deriden bir zırh giydirilmişcesine zayıf, çelimsiz, saçı sakalına karışmış, uzaklara dalıp dalıp giden, gözlerinde aşktan gayrısı kalmayan diğer çobanı süzüyordu. Sonra bir ah çekti, yüzünü nefes almadan konuşmasını sürdüren delikanlıya çevirip tebessüm etti.
– Kolay evlat kolay, dedi, çaresizseniz çare sizsiniz. Ve tane tane anlatmaya başladı.
İki genç çobanın, çökmek üzere olan bu dağ kulübesinde dertlerine derman aradıkları ihtiyar adam, aslında padişahın bütün dertlerini paylaştığı, her meselesini danıştığı bir bilge ve padişahın sırdaşıydı. Yıllar önce padişah kendisini tanıyıp sevdiğinde bir tek şey istemişti ondan; burada yaşamaya devam edecekti ve kimsecikler bilmeyecekti kim olduğunu. >> DEVAMINI GÖRMEK VE OKUMAK İÇİN RESMİN ÜZERİNE TIKLAYARAK DİĞER SAYFAYA GEÇİŞ YAPINIZ