Süleymaniye Cami’nin 500 Yıllık Sırrı
Bu haber 05 Mart 2022 - 11:31 'de eklendi ve 521 views kez görüntülendi.
-
-
Her yönüyle mimari bir şaheser olarak günümüze ulaşan Süleymaniye Camii’nin hala çözülemeyen sırları, ibadete açılışının 460. yılında da keşfedilmeyi beklemekte……..(DEVAMINI OKUMAK İÇİN RESİM ÜZERİNE TIKLAYARAK DİĞER SAYFAYA GEÇİŞ YAPABİLİRSİNİZ)
-
-
Dahiyane bir yapı olarak yıllara meydan okuyan Süleymaniye Camii denilince ilk akla gelen sağlamlığıdır. Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan Süleymaniye Camii’nin yapımından günümüze dek İstanbul’da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine rağmen, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamış ve dimdik ayakta kalmaya devam etmiştir.
Süleymaniye’de her detay ince bir hesapla ayarlanmış ve ne yazık ki Ecdadımızın gelişigüzel değil, ince hesaplara dayalı olarak yaptığı bu mükemmellikleri çoğu zaman incelemekten değil, seyretmekten bile aciz kalmaktayız.
Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camii’nde yeni keşfedilen bir sır daha 500 yıl sonra çözülebildi. Mimar Sinan’ın 500 sene önce keşfettiği şey… DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ….
-
-
“Zeminin iki metre altında yer alan tünellerin bir kısmı, tarihi eseri yazın serin, kışın sıcak tutması için yapılmış. Günümüzde Almanya’da enerjiden tasarruf sağlamak adına toprağın yazın serin, kışın sıcak tutma özelliğinden istifade edilmeye çalışılıyor. Mimar Sinan’ın ise bunu 500 yıl önce keşfetmiş. Yaptığım araştırmalar sonucunda böyle bir sistemi Mimar Sinan’dan başka kullanan birini görmedim. Ama şunu söyleyeyim ki Sinan bunun da mutlaka bir bilimi var olduğunu bulmuştur. Çünkü Sinan hiçbir şeyin bilimini bulmadan yapmaz. Mutlaka kanal boylarını ve genişliklerini hesap sonucu oluşturmuştur.” Caminin daha derinlerindeki tünellerin, yerin kaç metre altında olduğunun henüz bilinmediğini belirten Okumuş, bu tünellerin yerin altındaki kuyulara bağlı olduğunu, yağmur yağdığında da o kuyuların sularının, deşarj boruları ile tahliye edildiğini anlattı.
Okumuş, kuyuların çalışıp çalışmadığını, en derindeki dehlizlerin kapalı olup olmadığını bilmediğini dile getirdi. Mimar Sinan’ın eserlerinin zeminini taneli malzemeden oluşan dolgudan yaptığını aktaran Okumuş, zemin dolgulu ve taneli olduğu için nem oluşmadığını ifade etti. Taneli zeminler hava aldığı için kolayca kuruduğunu, yer altı suyu da kuyulara aktığı için nem oluşmadığını belirten Okumuş, “O nedenle bu tarihi binanın zeminin üzerine çim ekmemeliyiz. Çim, toprağın hava almasını engellemektedir.” diye konuştu. Mimar Sinan’ın hiç bir zaman eserlerini toprağın içine gömmediğini ve bunun çok zekice olduğunu söyleyen Okumuş, şöyle devam etti: “Sinan, zeminin etrafını istinat duvarlarıyla çevirerek istediği evsafta malzemeyle taban oluşturur. İçini taneli zeminle doldurarak kendi etrafında çevirir. Biz yeni mühendislik sisteminde toprağı kazar, o toprağa sağlam mı diye bakarız. Sinan istediği evsafta kendi zeminini hazırlar. Niteliklerini belirlediği zemin neyse ona göre dolgu yapar ve zemini hazırlar. Eserini onun üzerine oturtur. Binayı oluştururken yağmur sularının tahliyesini ve de binayı suların etkisinden korumak için neler yapması gerektiğine karar verir. Etraftan gelen yağmur sularının binaya gelmemesi için kuyular açarak yağmur sularının buralarda toplanmasını sağlar. Bu kuyuların su toplama diyagramının bir parabol olduğunu bilir.
Okumuş, kuyuların çalışıp çalışmadığını, en derindeki dehlizlerin kapalı olup olmadığını bilmediğini dile getirdi. Mimar Sinan’ın eserlerinin zeminini taneli malzemeden oluşan dolgudan yaptığını aktaran Okumuş, zemin dolgulu ve taneli olduğu için nem oluşmadığını ifade etti. Taneli zeminler hava aldığı için kolayca kuruduğunu, yer altı suyu da kuyulara aktığı için nem oluşmadığını belirten Okumuş, “O nedenle bu tarihi binanın zeminin üzerine çim ekmemeliyiz. Çim, toprağın hava almasını engellemektedir.” diye konuştu. Mimar Sinan’ın hiç bir zaman eserlerini toprağın içine gömmediğini ve bunun çok zekice olduğunu söyleyen Okumuş, şöyle devam etti: “Sinan, zeminin etrafını istinat duvarlarıyla çevirerek istediği evsafta malzemeyle taban oluşturur. İçini taneli zeminle doldurarak kendi etrafında çevirir. Biz yeni mühendislik sisteminde toprağı kazar, o toprağa sağlam mı diye bakarız. Sinan istediği evsafta kendi zeminini hazırlar. Niteliklerini belirlediği zemin neyse ona göre dolgu yapar ve zemini hazırlar. Eserini onun üzerine oturtur. Binayı oluştururken yağmur sularının tahliyesini ve de binayı suların etkisinden korumak için neler yapması gerektiğine karar verir. Etraftan gelen yağmur sularının binaya gelmemesi için kuyular açarak yağmur sularının buralarda toplanmasını sağlar. Bu kuyuların su toplama diyagramının bir parabol olduğunu bilir.